Tekrar dahiliye bölümüne gelirler. Sibel gerekli ilaçları yazar, tedavisi için gerekli tembihleri de yapar.
Bu Egeli yaşlı köylü teyze, doktor hanımı dinlerken hep gözleri yerdedir.
Tam teyze gidecekken, Sibel’in aklına “yol parası” lafı gelir. “Teyze, al bakalım bu parayı” diyerek köye gitmesine hayli hayli yetecek bir para verir. Teyze önce almak istemez; ama sonra “ Yavrum, köye dönecek param yoktu, sağ ol, Allah senden razı olsun kızım” diye teşekkür üzerine teşekkür ederek ayrılır.
Dr. Sibel, sıra bekleyen onlarca hastayla ilgilenmeye, muayenelerine devam eder.
Aradan bir saat kadar bir süre geçer. Sibel bir bakar ki teyze kan ter içinde, kalabalığı yarmış, oflaya pofluya geliyor. Ege Üniversitesi Hastanesi’nden Bornova anayolu o yaşta bir hanım ,için az buz bir yol değildir.
Sibel şaşkın, herhalde bir kağıdını veya reçetesini unuttu diye düşünür. “ ne oldu teyze?” diye sorar.
Teyzenin yüzünde koca bir gülümseme vardır bu sefer.
“Kızım, ben anayola çıktığımda bir köylüme rastladım. Meğer o, minibüsle zaten köye dönüyormuş. O beni köyüme götürecek. Sen paranı al kızım. Çok sağ ol. “
Bu sefer Sibel Boyvada’nın gözleri dolar. Teyzeyi öper, koklar gönderir.
O akşam Allah’a dua eder, hala dürüst insanlar var olduğu için.
Sibel Boyvada, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde çok başarılı bir doktor. Aslında beni bu başarısı pek ilgilendirmiyor.
İnsanlara yardım etmek için yeşil gözlerinin ardında hep bir ışık var, o ilgilendiriyor. Çok insan tanıdım gözlerinde hiç o ışık yoktu. Gözünde o ışık olanları hep tanırım, azdırlar; ama hayatınızı aydınlıkla doldururlar. Belki de hepimizin kalbinde o ışık var; ama yavaş yavaş söndürüyorlar. Olanların da gözlerinden dışarı yansımıyor.
Allah’ım, sen çocuğumun kalbine de o ışıktan yerleştir. Gözlerinden dünyaya yansımasını ise, bana bırak. Söz veriyorum, gözüne o bulanık perdenin inmemesi için çok çalışacağım.
Süpermen ve Uğurböceği Kitabından
Ahmet Şerif İzgören
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder